Bir zamanlar gözümüz ikide bir telefona kaymadan dostlarımızla uzun uzun sohbet edebiliyorduk. Sürükleyici bir kitabın, büyüleyici bir günbatımının veya bir hobi faaliyetinin içinde saatlerce kaybolabildiğimiz zamanlar da oldu. Hatta lezzetli bir yemeğin, güzel bir ânın veya bir konserin tadını sosyal medyada paylaşmaya gerek duymadan da çıkarabiliyorduk. Asıl önemlisi, bir zamanlar düşüncelerimizle baş başa geçirebildiğimiz uzun zamanlarımız vardı ve hiçbirimiz bundan şikâyetçi değildik.
Bugünse çeşitli ebatlardaki ekranlar ve 7/24 internet erişimi olmadan adım atamaz haldeyiz. Akıllı telefonlarımız en mahrem anlarımızda dahi bize eşlik ediyor. Dahası, bizim bir zamanlar sahip olduğumuz gerçek hayat hissini neredeyse hiç tatmamış, odaklanma ve empati becerisini gitgide yitiren bir kuşak yetişiyor gözlerimizin ve ekranlarımızın önünde.
Peki ne oldu da böyle oldu? Daha da önemlisi zararın neresinden, nasıl dönebiliriz?
Pürdikkat adlı eseriyle dünya çapında adından söz ettiren Cal Newport, elinizdeki kitapta dikkatimizi sömüren bu dijital sarmalın içine adım adım nasıl itildiğimizi anlatıyor. Bu sarmaldan çıkabilmek için önümüze bir yol haritası seren Newport, “dijital minimalizm” olarak adlandırdığı özgün bir teknoloji kullanımı felsefesi öneriyor.
Cal Newport’a göre dijital teknolojilerin nimetlerini reddetmenin âlemi yok; bütün mesele hangi aracı, ne zaman ve ne amaçla kullanacağımıza karar verip geri kalan tüm ıvır zıvıra sırt çevirmek. Bunun için öncelikle “dijital temizlik” olarak adlandırdığı otuz günlük bir derlenip toparlanma sürecinden geçmemizi öneren Newport, dijital minimalistlerin faydalandığı uygulamalardan ve analog hayatlarından örnekler veriyor.
Dijital minimalizm, albenili teknoloji yığınında kaybolduğumuz bu çağda yaşamaya değer bir hayat kurmakla alakalı bir felsefe. Bizi ekran bağımlılığıyla yüzleşmeye davet eden Cal Newport’un çağrısına kulak vermenin şimdi tam zamanı.
New York Times Bestseller 2019
Wall Street Journal Bestseller 2019
Publishers Weekly Bestseller 2019
Bir zamanlar gözümüz ikide bir telefona kaymadan dostlarımızla uzun uzun sohbet edebiliyorduk. Sürükleyici bir kitabın, büyüleyici bir günbatımının veya bir hobi faaliyetinin içinde saatlerce kaybolabildiğimiz zamanlar da oldu. Hatta lezzetli bir yemeğin, güzel bir ânın veya bir konserin tadını sosyal medyada paylaşmaya gerek duymadan da çıkarabiliyorduk. Asıl önemlisi, bir zamanlar düşüncelerimizle baş başa geçirebildiğimiz uzun zamanlarımız vardı ve hiçbirimiz bundan şikâyetçi değildik.
Bugünse çeşitli ebatlardaki ekranlar ve 7/24 internet erişimi olmadan adım atamaz haldeyiz. Akıllı telefonlarımız en mahrem anlarımızda dahi bize eşlik ediyor. Dahası, bizim bir zamanlar sahip olduğumuz gerçek hayat hissini neredeyse hiç tatmamış, odaklanma ve empati becerisini gitgide yitiren bir kuşak yetişiyor gözlerimizin ve ekranlarımızın önünde.
Peki ne oldu da böyle oldu? Daha da önemlisi zararın neresinden, nasıl dönebiliriz?
Pürdikkat adlı eseriyle dünya çapında adından söz ettiren Cal Newport, elinizdeki kitapta dikkatimizi sömüren bu dijital sarmalın içine adım adım nasıl itildiğimizi anlatıyor. Bu sarmaldan çıkabilmek için önümüze bir yol haritası seren Newport, “dijital minimalizm” olarak adlandırdığı özgün bir teknoloji kullanımı felsefesi öneriyor.
Cal Newport’a göre dijital teknolojilerin nimetlerini reddetmenin âlemi yok; bütün mesele hangi aracı, ne zaman ve ne amaçla kullanacağımıza karar verip geri kalan tüm ıvır zıvıra sırt çevirmek. Bunun için öncelikle “dijital temizlik” olarak adlandırdığı otuz günlük bir derlenip toparlanma sürecinden geçmemizi öneren Newport, dijital minimalistlerin faydalandığı uygulamalardan ve analog hayatlarından örnekler veriyor.
Dijital minimalizm, albenili teknoloji yığınında kaybolduğumuz bu çağda yaşamaya değer bir hayat kurmakla alakalı bir felsefe. Bizi ekran bağımlılığıyla yüzleşmeye davet eden Cal Newport’un çağrısına kulak vermenin şimdi tam zamanı.
New York Times Bestseller 2019
Wall Street Journal Bestseller 2019
Publishers Weekly Bestseller 2019